nevruzda paslanırken suyun gümüş anahtarı şifre üşür, şiir çıngılanır, kuşta tedirginlik başlar anlamda sığ bir susuzluk almış başını gider bulutlar pek uçarı, rüzgâr hınzır mı hınzır...
Şiiri aynı çatı altında buluşturmak için yola çıkan Şiir Alayı, sözcüklerin dansına, duyguların derinliğine ve edebiyatın eşsiz büyüsüne kapı aralamak adına ilk sayısıyla okura merhaba diyor....
hepimize delirme imkânı verir şu gölgesiz, mevsimsiz hayat kestiğimiz çiçekleri sevme imkânı verir kıvrılmış bir köpek yavrusu gibiyim yeryüzünde ey hazırlıksız kalp ey üstümüzdeki koku biz...
Bir rüyadan düştüm hayra alamet değil Nabzım adın adın gövdemden uzaklaşıyor Sesler flu, nesneler boğuk, zemin nemli Varmak için durduğum yerden uzaktayım -insan varmak için durmayı...
Kırılmışlığımdan rüzgarlar geçti/ yara alıp kanayan bir rüzgar can çekişti içimde/ durulup düşünce anladım/ Yıkılmayı çağıran bir ağaç vardı bütün gecede/ İncir’i kuşlar mundarı sütü çürümüş...
Kâğıttan kaplan gemilerde sürgün Paydalanış adımlarında soluğun. Sulara gömülü çağrıda kaçıltıl bir mor belinde ahenkli uçuşları onların. Körüklenmiş atıflar eşiğinde demirlenir Tadından yenmez zamanın akışında Sönük...
Klasik edebiyatımızın bünyesinde pek çok şair yetişmiş ve genel itibariyle gerek yaşadıkları dönemlerde gerekse daha sonraki dönemlerde bazı isimler herkes kadar şanslı olmamıştır. Edebi geçmişimize baktığımızda...
Yarab derman eyle meftun güzele, Elma elma Havva öldürür yüzü. Ceren mi maral mı, efsun ezeli? Mülkü kamerden ah! Soldurur bizi. Fayda etmez övmek, yayla kokulu,...